come into

Significados de "come into" en diccionario turco inglés : 8 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	come into v.	katılmak
The other five or ten countries coming into the European Union will demand structural funding for their countries. Avrupa Birliği'ne katılan diğer beş ya da on ülke, kendi ülkeleri için yapısal fon talep edecektir. More Sentences
2	General	come into v.	girmek
I have no special quarrel with the Spanish, French or British fishermen who come into what are natural waters. Doğal sulara giren İspanyol, Fransız ya da İngiliz balıkçılarla özel bir sorunum yok. More Sentences
3	General	come into v.	konmak (mirasa)
When her uncle died, Mary came into fortune. Amcası öldüğünde, Mary servete kondu. More Sentences
Idioms
4	Idioms	come into v.	mirasa konmak
He came into a fortune when his father died. Babası öldüğünde bir mirasa kondu. More Sentences
General
5	General	come into v.	elde etmek
6	General	come into v.	(miras) konmak
7	General	come into v.	miras olarak almak
Idioms
8	Idioms	come into v.	miras almak

Significados de "come into" con otros términos en diccionario inglés turco: 239 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	come into view v.	ortaya çıkmak
However, resistance to it is now becoming a reality and national and commercial interests are clearly coming into view. Ancak, buna karşı direniş artık bir gerçeklik haline gelmekte ve ulusal ve ticari çıkarlar açıkça ortaya çıkmaktadır. More Sentences
2	General	come into use v.	kullanılmaya başlamak
As more paper money came into use, the value fell. Daha fazla kağıt para kullanılmaya başlandıkça değeri düştü. More Sentences
3	General	come into view v.	görüş alanına girmek
The ship soon came into view. Gemi yakında görüş alanına girdi. More Sentences
4	General	come into sight v.	görünmeye başlamak
A white boat came into sight. Beyaz bir tekne görünmeye başladı. More Sentences
5	General	come into force v.	yürürlüğe girmek
Only at this point will the CFP fully come into force. Ancak bu noktada OBP tam olarak yürürlüğe girecektir. More Sentences
6	General	come into operation v.	faaliyete geçmek
It is going to come into operation later than we had hoped. Umduğumuzdan daha geç faaliyete geçecek. More Sentences
7	General	come into port v.	limana girmek
They probably saw our ship come into port. Muhtemelen gemimizin limana girdiğini görmüşlerdir. More Sentences
8	General	come into port v.	limana yanaşmak
Tom looked out the window at the ship that was coming into port. Tom pencereden limana yanaşan gemiye baktı. More Sentences
9	General	come into conflict v.	ihtilafa düşmek
Not only do we lack scientific rigour in our approach, but we are possibly going to come into conflict with the WTO. Yaklaşımımızda bilimsel titizlikten yoksun olmakla kalmayıp, muhtemelen DTÖ ile de ihtilafa düşeceğiz. More Sentences
10	General	come into power v.	iktidara gelmek
In 1603, when King James I came into power, football was allowed again. 1603 yılında Kral I. James iktidara gelince, futbola tekrar izin verildi. More Sentences
11	General	come into view v.	görünmek
A white ship came into view. Beyaz bir gemi göründü. More Sentences
12	General	come into view v.	görüş açısına girmek
The ship soon came into view. Gemi yakında görüş açısına girdi. More Sentences
13	General	come into sight v.	görünmek
A white boat came into sight. Beyaz bir tekne göründü. More Sentences
14	General	come into existence v.	var olmak
The earth came into existence about five thousand million years ago. Dünya yaklaşık beş bin milyon yıl önce var olmuştur. More Sentences
Phrasals
15	Phrasals	come into effect v.	yürürlüğe girmek
The Financial Regulation has been undergoing reforms that will come into effect from the start of next year. Mali Mevzuat, önümüzdeki yılın başından itibaren yürürlüğe girecek olan reformlardan geçmektedir. More Sentences
Idioms
16	Idioms	come into bloom v.	çiçek açmak
It is in early spring that daffodils come into bloom. Nergisler, ilkbaharın başlarında çiçek açar. More Sentences
17	Idioms	come into play v.	devreye girmek
This is precisely where the principle of gender solidarity should come into play. Toplumsal cinsiyet dayanışması ilkesi tam da bu noktada devreye girmelidir. More Sentences
18	Idioms	come into view v.	görünmek
The ship soon came into view. Gemi yakında göründü. More Sentences
19	Idioms	come into being v.	oluşmak
We don't know when this world came into being. Bu dünyanın ne zaman oluştuğunu bilmiyoruz. More Sentences
Law
20	Law	come into operation v.	yürürlüğe girmek
I am delighted by the fact that Regulation 2560 of 2001 has now come into operation as of 1 July. 2001 tarihli 2560 sayılı Yönetmeliğin 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe girmiş olmasından büyük memnuniyet duyuyorum. More Sentences
Politics
21	Politics	come into power v.	iktidara gelmek
In 1603, when King James I came into power, football was allowed again. 1603'te, Kral James iktidara geldiğinde, futbola tekrar izin verildi. More Sentences
22	Politics	come into force v.	yürürlüğe girmek
That is why the European Central Bank proposes 1 January 2005 for the Regulation to come into force. Bu nedenle Avrupa Merkez Bankası Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi için 1 Ocak 2005 tarihini önermektedir. More Sentences
Technical
23	Technical	come into view v.	görünmek
The ship soon came into view. Gemi kısa süre sonra göründü. More Sentences
Common Usage
24	Common Usage	come into existence v.	oluşmak
General
25	General	come into the open v.	ortaya çıkmak
26	General	come into existence v.	neşet etmek
27	General	come into existence v.	meydana gelmek
28	General	come into one's life v.	hayatına girmek
29	General	come into the world v.	doğmak
30	General	come into collision v.	çarpışmak
31	General	come into power v.	iktidara geçmek
32	General	come into collision with v.	ile çarpışmak
33	General	come into existence v.	husule gelmek
34	General	come into power v.	iş başına geçmek
35	General	come into one's own v.	kendini göstermek
36	General	come into line v.	sıraya girmek
37	General	come into play v.	meydana çıkmak
38	General	come into focus v.	odağa girmek
39	General	come into prominence v.	ön plana çıkmak
40	General	come into prominence v.	önem kazanmak
41	General	come into life v.	hayatına girmek
42	General	come into an inheritance v.	mirasa konmak
43	General	come into leaf v.	yeşermek
44	General	come into existence v.	türemek
45	General	come into flower v.	çiçeklenmek
46	General	come into the picture v.	ortaya çıkmak
47	General	come into play v.	etkili olmak
48	General	come into fashion v.	moda olmak
49	General	come into play v.	kullanılmaya başlamak
50	General	come into prominence v.	sivrilmek
51	General	come into ear v.	başak bağlamak
52	General	come into prominence v.	herkesin dikkatini çekmeye başlamak
53	General	come into being v.	var olmak
54	General	come into existence v.	vücut bulmak
55	General	come into the world v.	dünyaya gelmek
56	General	come into something v.	miras olarak almak
57	General	come into ear v.	başak tutmak
58	General	come into ear v.	başaklanmak
59	General	come into flower v.	çiçek açmak
60	General	come into view v.	meydana çıkmak
61	General	come into force v.	yürürlük kazanmak
62	General	come into the harbour v.	limana varmak
63	General	come into harbour v.	limana girmek
64	General	come into conflict with v.	ters düşmek
65	General	come into the forefront v.	ön plana geçmek
66	General	come into the forefront v.	ön plana gelmek
67	General	(an idea) come into someone's head v.	fikir gelmek
68	General	(an idea) come into someone's mind v.	fikir gelmek
69	General	(an idea) come into someone's mind v.	aklına bir fikir gelmek
70	General	(an idea) come into someone's head v.	aklına bir fikir gelmek
71	General	come into operation v.	faaliyete girmek
72	General	come into use v.	kullanıma sunulmak
73	General	come into use v.	kullanıma girmek
74	General	come into leaf v.	yapraklanmak
75	General	come into use v.	kullanılmaya başlanmak
76	General	come into possession of v.	-in sahibi olmak
77	General	come into one's possession v.	mülkiyetine geçmek
78	General	come into money v.	eline para geçmek
79	General	come into contact with v.	temas kurmak
80	General	come into contact with v.	temasa geçmek
81	General	come into contact with v.	bağlantı kurmak
82	General	come into contact with v.	bağlantıya geçmek
83	General	come into existence v.	var olmaya başlamak
84	General	come into being v.	var olmaya başlamak
85	General	come into use v.	hizmete girmek
86	General	come into one's head v.	aklına gelmek
87	General	come into service v.	hizmete girmek
88	General	come into sight v.	görüş açısına girmek
89	General	come into office v.	göreve başlamak
90	General	come into collision with v.	çatışmak
91	General	come into collision with v.	çarpışmak
92	General	come into someone's presence v.	huzuruna çıkmak
93	General	come into the presence v.	huzuruna çıkmak
94	General	come into money v.	paraya kavuşmak
95	General	come into possession v.	temellük etmek
96	General	come into activity v.	faaliyete geçmek
97	General	come into being by itself v.	kendiliğinden oluşmak
98	General	come into its own v.	hakkını kazanmak
99	General	come into its own v.	yerine gelmek
100	General	come into the camp v.	kampa gelmek
101	General	come into the camp v.	kampa girmek
102	General	come into question v.	söz konusu olmak
103	General	come into someone's mind v.	birinin aklına gelmek
Phrasals
104	Phrasals	come on into (some place) v.	içeri buyurun demek
105	Phrasals	come on into (some place) v.	buyurun demek
106	Phrasals	come on into (some place) v.	'-e gelsenize demek
107	Phrasals	come on into (some place) v.	(içeri) buyurmaz mısınız demek
108	Phrasals	come on into (some place) v.	kibarca içeri girin demek
109	Phrasals	come into action v.	faaliyete geçmek
110	Phrasals	come into action v.	harekete geçmek
111	Phrasals	come into effect v.	faaliyete geçmek
112	Phrasals	come into action v.	eyleme geçmek
113	Phrasals	come into effect v.	uygulamaya geçmek
114	Phrasals	come into something v.	(mirasa) konmak
115	Phrasals	come into effect v.	uygulanmaya başlamak
116	Phrasals	come into (something or some place) v.	(bir şeye/yere) girmek
117	Phrasals	come into (something or some place) v.	(miras olarak bir şeye/yere) konmak
118	Phrasals	come into (something or some place) v.	(miras olarak bir şeyin/yerin) üstüne konmak
119	Phrasals	come into (something or some place) v.	(bir şeyi/yeri) miras olarak almak
120	Phrasals	come into (something or some place) v.	(bir şeyi/yeri) ele geçirmek
121	Phrasals	come into (something or some place) v.	(bir şeyi/yeri) elde etmek
122	Phrasals	come into (something or some place) v.	(bir gücü/makamı) elde etmek
123	Phrasals	come into (something or some place) v.	(bir makama) gelmek
124	Phrasals	come into (something or some place) v.	(bir olgunluğa/özgürlüğe/başarıya) ulaşmak
125	Phrasals	come into (something or some place) v.	(bir olgunluğu/özgürlüğü/başarıyı) elde etmek
126	Phrasals	come into (something or some place) v.	(bir duruma) gelmek
127	Phrasals	come into (something or some place) v.	(bir noktaya) gelmek
Colloquial
128	Colloquial	come into the open v.	açıklamak
129	Colloquial	come into the open v.	içini dökmek
130	Colloquial	come into the open v.	özgürce konuşmak
131	Colloquial	come into line v.	uyum sağlamak
132	Colloquial	come into line v.	uzlaşmak
Idioms
133	Idioms	come into (one's) kingdom v.	itibar kazanmak
134	Idioms	come into (one's) kingdom v.	çok başarılı olmak
135	Idioms	come into (one's) kingdom v.	saygınlık kazanmak
136	Idioms	come into (one's) kingdom v.	şöhret/ün kazanmak
137	Idioms	come into (or to) your kingdom v.	itibar kazanmak
138	Idioms	come into (or to) your kingdom v.	çok başarılı olmak
139	Idioms	come into (or to) your kingdom v.	saygınlık kazanmak
140	Idioms	come into (or to) your kingdom v.	şöhret/ün kazanmak
141	Idioms	come into focus v.	açık ve belirgin olmak
142	Idioms	come into focus v.	anlaşılır olmak
143	Idioms	come into focus v.	belirginleşmek
144	Idioms	come into season v.	çiftleşme isteği uyanmak
145	Idioms	come into heat v.	çiftleşme dönemi gelmek
146	Idioms	come into leaf v.	dallanıp budaklanmak
147	Idioms	come into heat v.	çiftleşme isteği uyanmak
148	Idioms	come into bloom v.	çiçeklenmek
149	Idioms	come into blossom v.	çiçek açmak
150	Idioms	come into season v.	çiftleşme dönemi gelmek
151	Idioms	come into blossom v.	çiçeklenmek
152	Idioms	come into focus v.	görüş açısına gelmek
153	Idioms	come into one's own v.	hak ettiği yere gelmek
154	Idioms	come into fashion v.	gözde olmak
155	Idioms	come into one's own v.	hakettiğini almak
156	Idioms	come into view v.	görünmeye başlamak
157	Idioms	come into vogue v.	gözde olmak
158	Idioms	come into somebody's possession v.	mülkiyetine girmek
159	Idioms	come into one's own v.	kendini toparlamak
160	Idioms	come into heat v.	kızışmak
161	Idioms	come into fashion v.	moda olmak
162	Idioms	come into its own v.	kendini göstermek
163	Idioms	come into its own v.	ortaya çıkmak
164	Idioms	come into its (or one's) own v.	ortaya çıkmak
165	Idioms	come into its (or one's) own v.	kendini göstermek
166	Idioms	come into its own v.	kendini göstermek
167	Idioms	come into its own v.	ortaya çıkmak
168	Idioms	come into season v.	kızışmak
169	Idioms	come into vogue v.	moda olmak
170	Idioms	come into service v.	kullanıma sunulmak
171	Idioms	come into service v.	kullanıma açılmak
172	Idioms	come into prominence v.	ön plana çıkmak
173	Idioms	come into one's own v.	layık olduğu yere gelmek
174	Idioms	come into one's own v.	kendine gelmek
175	Idioms	come into prominence v.	kendini göstermek
176	Idioms	come into season v.	sezona başlamak
177	Idioms	come into season v.	sezona girmek
178	Idioms	come into vogue v.	revaçta olmak
179	Idioms	come into fashion v.	revaçta olmak
180	Idioms	come into prominence v.	sivrilmek
181	Idioms	come into prominence v.	tanınmak
182	Idioms	come into leaf v.	tomurcuklanmak
183	Idioms	come into someone's mind v.	(birinin) aklına gelmek
184	Idioms	come into the world v.	(bebek) dünyaya gelmek
185	Idioms	come into money v.	(miras ile) servete konmak
186	Idioms	come into a fortune v.	(miras ile) paraya konmak
187	Idioms	come into some money v.	(miras ile) servete konmak
188	Idioms	come into money v.	(miras ile) paraya konmak
189	Idioms	come into a small fortune v.	(miras ile) servete konmak
190	Idioms	come into someone's hands v.	(birinin) eline düşmek
191	Idioms	come into a small fortune v.	(miras ile) paraya konmak
192	Idioms	come out into the open v.	(gizlendiği yerden) açığa çıkmak
193	Idioms	come into a fortune v.	(miras ile) servete konmak
194	Idioms	come into collision with v.	(araba) çarpışmak
195	Idioms	come into leaf v.	yapraklanmak
196	Idioms	come into season v.	(av vb) sezonu başlamak/açılmak
197	Idioms	come into the world v.	(bebek) doğmak
198	Idioms	come into being v.	vücut bulmak
199	Idioms	come into some money v.	(miras ile) paraya konmak
200	Idioms	come into the open v.	(gizlendiği yerden) açığa çıkmak
201	Idioms	come into case v.	(tütün) sarma kıvamına gelmek
202	Idioms	come into order v.	(tütün) sarma kıvamına gelmek
203	Idioms	come into contact v.	deneyimlemek
204	Idioms	come into contact v.	tecrübe etmek
205	Idioms	come into contact v.	karşılaşmak
206	Idioms	come into contact v.	rast gelmek
207	Idioms	come into its/your own v.	hakkını kazanmak
208	Idioms	come into its/your own v.	karşılığını görmek
209	Idioms	come into its/your own v.	karşılığını elde etmek
210	Idioms	come into its/your own v.	mükafatını görmek/almak
211	Idioms	come into its/your own v.	yerine gelmek/ulaşmak
212	Idioms	come into its/your own v.	kendini göstermek
213	Idioms	come into own v.	hakkını kazanmak
214	Idioms	come into own v.	karşılığını görmek
215	Idioms	come into own v.	karşılığını elde etmek
216	Idioms	come into own v.	mükafatını görmek/almak
217	Idioms	come into your kingdom v.	itibar kazanmak
218	Idioms	come into your kingdom v.	çok başarılı olmak
219	Idioms	come into your kingdom v.	saygınlık kazanmak
220	Idioms	come into your kingdom v.	şöhret/ün kazanmak
221	Idioms	come into your own v.	hakkını kazanmak
222	Idioms	come into your own v.	karşılığını görmek
223	Idioms	come into your own v.	karşılığını elde etmek
224	Idioms	come into your own v.	mükafatını görmek/almak
225	Idioms	come into your own v.	yerine gelmek/ulaşmak
226	Idioms	come into your own v.	kendini göstermek
227	Idioms	come out into the open with something v.	bir şeyle, haberle ortaya çıkmak
228	Idioms	come out into the open with something v.	bir şeyle, haberle gizlendiği yerden açığa çıkmak
229	Idioms	come out into the open with something v.	bir şeyle, haberle suskunluğunu bozmak
Law
230	Law	come into force v.	yürürlülüğe girmek
Technical
231	Technical	come into contact v.	temas etmek
Food Engineering
232	Food Engineering	determining the symbol that may accompany materials and articles intended to come into contact with foodstuffs n.	gıda maddeleri ile temas eden madde ve malzemelerde bulunacak sembolün belirlenmesi
233	Food Engineering	method of analysis for the official control of the vinyl chloride monomer level in materials and articles which are intended to come into contact with foodstuffs n.	gıda maddeleri ile temas eden madde ve malzemelerdeki vinil klorür monomer miktarı analiz yöntemi
234	Food Engineering	ceramic articles intended to come into contact with foodstuffs n.	gıda maddeleri ile temasta bulunan seramik malzemeleri
235	Food Engineering	materials and articles made of regenerated cellulose film intended to come into contact with foodstuffs n.	gıda maddeleri ile temasta bulunan rejenere selüloz filmlerden yapılmış madde ve malzemeler
236	Food Engineering	materials and articles intended to come into contact with foodstuffs n.	gıda maddeleri ile temasta bulunan madde ve malzemeler
237	Food Engineering	materials and articles which contain vinyl chloride monomer and are intended to come into contact with foodstuffs n.	gıda maddeleri ile temas eden ve vinil klorür monomer içeren madde ve malzemeler
238	Food Engineering	come into contact with foodstuffs v.	gıda maddeleriyle temas etmek
239	Food Engineering	come into contact with foodstuffs v.	gıdalarla temas etmek